Cilt 3 Sayı 2 | Ekim 2023

HANEFÎ HUKUK DÜŞÜNCESİNDE AKDİN BÖLÜNMEZLİĞİ İLKESİ: MAHİYETİ VE UYGULAMADAKİ YANSIMALARI

İslam hukuku açısından akitlerin en temelde ilâhî ilkeler ve taraf iradeleri ile şekillendirildiği söylenebilir. Akitlerin şekillendirilmesinde uyulması gereken ve vahiyden hareketle İslam hukukçuları eliyle ortaya konulmuş hukuk ve ahlak düzeninin gereklerine göre hareket edilmesini ve ana hedeflerin yozlaştırılmamasını temin eden ilkeler vardır. Akdin bölünmezliği ilkesi de bu ilkeler arasında değerlendirilebilir. Akdin bölünmezliği ilkesi, fıkıh eserlerinde müstakil bir başlık ya da özel bir bölüm altında ya da eserlerin belirli bir konusuna bağlı olarak bir yerde incelenmez. Bunun yerine akitler ele alınırken gerektiği yerde kendisine atıfta bulunulan bir ilke konumundadır. Bu durum konunun fıkıh alimlerinin bu ilkeyi kendisiyle ilişkilendirdiği tikel hukuk meselelerinden hareketle ve tüme varım yoluyla ortaya konulmasını gerekli hale getirmiştir. Karşılaştırma imkânı vermesi yönüyle farklı fıkıh mezheplerinin birlikte değerlendirilmesinin getirdiği bazı avantajlar vardır. Bununla birlikte bir mezhebin kendi iç bütünlüğü gözetilerek esas alınmasının da önemli faydaları söz konusudur. Özellikle bir konu incelenirken görüş ve kavram kargaşasını azaltması, ilgili konunun mezhebin kendi sistematiği içinde kavranmasını sağlaması, bilinen mezhep görüşleriyle ve mezhebin tarihi gelişimiyle sağlıklı bir irtibatın kurulmasını temin etmesi bu faydalar arasında sayılabilir. Zikredilen bakış açısıyla bu makalede akdin bölünmezliği ilkesi, Hanefî mezhebi esas alınarak incelenmiştir. Akdin bölünmezliği ilkesini Hanefî hukukçuların yaklaşımlarıyla ortaya koymak üzere “ilkenin mahiyeti” ve “ilkenin hükümleriyle birlikte uygulamadaki yansımaları” şeklindeki iki temel noktadan hareket edilmiştir.

Hanefî mezhebi, akit, ilkeler, akdin bölünmezliği ilkesi, akdin unsurları.