Çalışma, Osmanlı hukukunda zina hâlinde öldürme konusunu ele almaktadır. Fâilin, kasten öldürme fii-lini, karısını ya da mahreminden bir kadını zina ederken gördüğü esnada işlemesi şeklinde ortaya çıkan bu hu-kukî müessese, doktrinde bazı yazarlar tarafından meşru müdafaanın bir türü olarak görülmüştür. Buradan hareketle, çalışma içerisinde zina suçuna karşı meşru müdafaa kavramının kullanılması tercih edilmiştir. Çalışma ile birlikte zina suçuna karşı meşru müdafaanın Osmanlı hukuku teori ve uygulamasındaki yerinin; fetvalar, kanunnameler, mahkeme kararları gibi birinci el kaynaklardan istifade edilerek açıklanması hedeflenmektedir. Çalışma hem klasik dönem hem de Tanzimat dönemi uygulamasını incelemektedir. Keza çalışmada bölge yö-nünden de bir sınırlamaya gidilmemiş, tüm Osmanlı coğrafyasındaki uygulama ele alınmıştır. Elde edilen sonuç-lar genel itibariyle şöyledir: Klasik dönemde konumuza dair şer’î ve örfî hukuk kaynaklarının birbiriyle uyumlu olduğu, zina suçuna karşı meşru müdafaa kapsamında kalan kasten öldürme fiillerinin hukuka uygun kabul edildiği anlaşılmıştır. Tanzimat döneminin 1858 Ceza Kanunnamesi’nin yürürlüğe girmesinden önceki evresin-de, şer’î mahkemelerle Meclis-i Vâlâ’nın ahenkli kararlar verdikleri, 1858 Ceza Kanunnamesi’nin yürürlüğe girmesi ile birlikte şer’an cezalandırılmayan faillerin kanunname hükmüne göre indirimli cezalar aldıkları görül-müştür. Araştırma ile birlikte ayrıca 1858 Ceza Kanunnamesi’nin konumuzla ilgili düzenleme içeren 188. mad-desinin hazırlanmasında, kısmen yerli kaynaklardan kısmen de Fransız Ceza Kanunu’ndan istifade edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Osmanlı Ceza Hukuku, 1858 Ceza Kanunnamesi, Zina, Haksız Tahrik, Meşru Müdafaa